
Bu bakımdan depresyon, evet sorunların birikimi ile bir zehirlenmedir. Ancak salt sorunların birikimi değildir mesele, birikimle ağırlaşmanın nihayetinde, dünya ile başa çıkma yeteneğine dair duyulan güvensizlik ve verilen mücadeleye ilişkin yaşanan derin kaybetmişlik duygusu ile kuşatılmadır.
Bazı psikiyatristlere göre depresyon bir süreç olarak faydalıdır. Zira depresif sürece giren birey, daha önce karşılaştığı sorunlarda olduğu gibi mücadele içine girmez. Kendini üzerine gelen sorunlara karşı savunmasızca bırakır ve dibe doğru batabildiği kadar batar. Bir tür acı çekerek arınma sürecidir belki yaşanan.
Ve bir süre sonra insan savunmaya gerek görmeden yaşadığı hayatı böyle de sürdürebileceğini görür.
Çevresindeki insanların beklentilerini karşılamasa da oluyormuş.
Sevilmese de oluyormuş.
Yemese de oluyormuş.
Bir şeyler olmaya uğraşmasa da oluyormuş.
Uyumasa da sabah oluyormuş.
Bütün gün uyusa da bir şey olmuyormuş.
Hayat hakikaten de sıkıcı bir şeymiş, uğraşsa da uğraşmasa da bu niteliği değişmiyormuş.
Ve bir süre sonra insan savunmaya gerek görmeden yaşadığı hayatı böyle de sürdürebileceğini görür.
Çevresindeki insanların beklentilerini karşılamasa da oluyormuş.
Sevilmese de oluyormuş.
Yemese de oluyormuş.
Bir şeyler olmaya uğraşmasa da oluyormuş.
Uyumasa da sabah oluyormuş.
Bütün gün uyusa da bir şey olmuyormuş.
Hayat hakikaten de sıkıcı bir şeymiş, uğraşsa da uğraşmasa da bu niteliği değişmiyormuş.
İşte bu dibe vurma sürecinin sonunda insan çıplaklığından artık utanmaz olur ve eskisi gibi sıkı giyinmeden yaşayabilir.
Daha az giyinir savunmalarını, heyecana bırakmaz kendini daha temkinli olur, duyguları daha hafiftir, düşüceleri daha yalın.
Yani yeni bir yaşama yolunu sancılı bir süreçten geçerek keşfetmiş birisidir artık.